25 Haziran 2020 Perşembe

Venüstrafobi nedir?

Venüstrafobi adlı bir korkunun olduğunu biliyor muydunuz? Venüstrafobi nedir, ne değildir? Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin anlattı.



Venüstrafobi adlı bir korkunun olduğunu biliyor muydunuz? Venüstrafobi nedir, ne değildir? Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin anlattı.
Fobi denilince akla ilk kapalı yer, yükseklik, ölüm geliyor. Ancak bazı fobiler var ki çok az bilinmesine karşın birçok insanın hayatını adeta cehenneme çeviriyor. İşte bunlardan biri de güzel kadın korkusu ya da diğer adıyla Venüstrafobi. Uzmanlar, erkeklerin çoğunda görülen Venüstrafobi'nin, güzel bir kadın görüldüğünde; terlemeye, kalp artış hızının artmasına ve nefesin kesilecekmiş gibi hissedilmesine yol açtığını söylüyor.
 
Güzel bir kadın korku yaratabilir mi? Bilim "evet" diyor. Venüstrafobi olarak adlandırılan bu korkunun erkeklerde yaygın olarak görüldüğünü söyleyen Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, "Erkekler, güzel kadınlarla birlikte olmayı hedefleyerek bir yandan rekabette kendisini yüceltmeye çalışırken bir yandan da o rekabete kendini kurban ederek güzel bir kadınla olmaktan kaçabiliyor. Bu kaçınmanın nedenlerinden biri de yetersizlik duygusudur" dedi.
 
Bireyin güzel bir kadın gördüğünde bazı fizyolojik tepkileri yaşadığını aktaran Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, "Venüstrafobi'de terleme, kalp artış hızının artması ve nefesi kesilecekmiş gibi hissetme semptomlarıyla karşılaşabiliyoruz" diye konuştu.
 

 
İddiasız kişilerle ilişki tercih ediliyor
 
Toplumda kişiler arasındaki ilişkilerde güvensizliklerin yaşandığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Çetin'e göre, karşı tarafı güvenilmez olarak düşünme, kişinin özgüveni ile ilgili sorunu tetikleyebiliyor. Uzman Klinik Psikolog Çetin "Özellikle kaygılı ve çekingen kişiler ya da ilişkilerde güvensizliğe maruz kalmış bir deneyim yaşayanlar, kendilerine kıyasla görünüş olarak daha iddiasız kişilerle ilişki tercih edebiliyorlar. Kadın, toplumda sorumluluk ve tehdit unsuru olarak görüldüğü sürece erkekte güzel kadın fobisinin oluşması son derece doğal" diyen Çetin, erkeğin; yetersizlik, güvensizlik, tehdit ve baskı gibi unsurları kolaylıkla hissedebildiğini ve güzelliği tamamen farklı bir noktada arayabilir" diye konuştu.
 
Fobilerin genellikle çocukluk yıllarında yaşanmış olan olayların ya da travmatik durumların etkisi ile ortaya çıktığını da belirten Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, bu konuda da şu ifadeleri kullandı: "İnsan hayatında geçmiş yaşantılar, tetikleyici durumlar, kişilik özellikleri, yetiştirilme tarzlar gibi birçok paydayı bir arada düşünmek daha gerçekçi olacaktır. Bunun dışında düşünce yapısının da önemi oldukça büyüktür."
 

 



342ea2ff82ad45e8be2fc0b1cc752b58

Bebekte zeka gelişimi için ipuçları

Çocuklarınız için her şeyin en iyisini istemeniz kadar doğal ne olabilir? Zeki olmak genellikle daha kolay bir yaşam, daha mutlu bir hayat sağlar.



Çocuklarınız için her şeyin en iyisini istemeniz kadar doğal ne olabilir? Zeki olmak genellikle daha kolay bir yaşam, daha mutlu bir hayat sağlar.
Çocuklarınız için her şeyin en iyisini istemeniz kadar doğal ne olabilir? Zeki olmak genellikle daha kolay bir yaşam, daha mutlu bir hayat sağlar. Ancak bu konudaki gerçekler ve söylenceler hangileridir biliyor musunuz? IQ'sunu geliştirmek için bebeğinize Mozart dinletmeden önce,  son araştırmalardan birinin sonuçlarına ve ipuçlarına göz atın. 
 
İyot
Çocuğun IQ gelişimi daha anne rahminde başlar. Annenin beslenmesi fetusun beyin gelişiminde çok etkilidir. En önemli mikrobesinlerden biri iyottur. Bu nedenle iyotlu tuz kullanılmalı ve annenin yeterli miktarda deniz balığı, süt, yoğurt, peynir ve yumurta tükettiğinden emin olunmalıdır. (Not: ton balığı, köpek balığı, kılıçbalığı gibi yüksek oranda civa içeren balıklar, zararlı olabileceği için tüketilmemelidir) 
 
D Vitamini
Araştırmalar doğum öncesi D vitamin seviyesi düşük olan annelerin bebeklerinin zeka testlerinde daha düşük sonuçlar aldığını göstermektedir. Hamile kadınların beslenme, güneş ya da yapay takviye yoluyla her gün 15mcg D vitamini alması tavsiye edilmektedir.
 
Bebek Dili
Bu konudaki anlaşmazlıklar yıllardır sürüp gitmekte. Bazı araştırmalar bebek dilinin dil öğrenmeyi kolaylaştırdığını ve IQ'de uzun vadeli artışa yol açtığını öne sürerken, diğerleri bebek dilinin konuşma gelişimini fiilen yavaşlatacağını savunuyor. İngiltere'de yayınlanan bir makaleye göre, bebek dilinin faydaları hakkında yapılan bir araştırmada "belirleyici, ancak güçlü kanıt sayılamayacak" sonuçlar elde edildi. Bu konuda çok az araştırma yapılması, somut bir sonuca varılmasını zorlaştırıyor. 
 
Balık yağı
Hamileliğin ilk üç aylık döneminde ve doğumdan sonraki ilk aylarda, insan beyni olağanüstü bir gelişim gösterir. Bu gelişim evresinde bebeğin beyni, balık yağında bulunan asitlerin büyük kısmını tüketir. Hamile ve emziren kadınların günlük olarak balık yağı tableti kullanmasının "zihinsel gelişim" ile bağlantılı olduğu açıklanmıştır. 
 
Alkol
Alkolün büyük zararlar vererek erken doğuma, kalp hasarlarına ve düşüğe neden olabileceği kanıtlanmıştır. Son araştırma, alkolün hamile annenin genetik değişkenine ve alkolün anne bedeninde nasıl bir emilim gösterdiğine bağlı olduğunu ileri sürüyor. Genetik yatkınlığı olan ve alkol alan annelerin 8 yaşındaki çocuklarının IQ'sünün, ortalamaya göre 2 puan düşük olduğu belirlendi. Bu durumda, hamile iken alkol alıp almamak sizin seçiminize kalmış...
 
Doğru anne-babayı seçmek
En büyük sürprizi sona sakladık. Bir çocuğun IQ'sunu etkileyen en büyük etken, anne ile babanın IQ'sudur. Bu durumda, çocuğunuzun zeki olmasını garantilemenin en iyi ve kolay yolu, zeki bir eş seçmek olacaktır. Bunu öğrenmenin en kolay yolu ise, ilk buluşmanızda ona bir IQ testi sunmanız. Bundan sonra telefonlarınıza cevap vermezse, oldukça zeki olduğundan emin olabilirsiniz...



d132879577a7471d9d12b89512d29efc

17 Haziran 2020 Çarşamba

Takıntılar hayatınızı kâbusa çevirmesin!

Halk arasında temizlik hastalığı olarak bilinen Obsesif Kompulsif kişilik bozukluğu hem kişiyi hem de çevresindekileri hasta ediyor.



Halk arasında temizlik hastalığı olarak bilinen Obsesif Kompulsif kişilik bozukluğu hem kişiyi hem de çevresindekileri hasta ediyor.
"Ellerimi yıkamadan duramam, kıyafetlerimi temiz olduğuna inana kadar yıkıyorum, bulaşık makinesi benden iyi temizleyemez, kapı kollarına dokunamam, başkasının evinde tuvalete giremem'' gibi takıntılarınız mı var? Dikkat, aşırı temizlik düşkünlüğü hastalık belirtisi… Halk arasında temizlik hastalığı olarak bilinen Obsesif Kompulsif kişilik bozukluğu hem kişiyi hem de çevresindekileri hasta ediyor. Reem Nöropsikiyatri Merkezi'nden Dr. Mehmet Yavuz, her 100 kişiden ikisinde görülen temizlik hastalığı hakkında bilgiler verdi.
 
Temizlik hastalığı nedir?
"Temizlik hastalığı olarak adlandırılan bu hastalık aslında Obsesif Kompulsif bozukluklardan bir tanesidir. Takıntılı şekilde temizlik tutkunluğu, her şeyin kirli olduğu hissine inanma ve her şeyi sürekli yıkama silme gibi eylemlerin sürekli tekrarlanması temizlik hastalığı olarak adlandırılır. Bunun altında yatan sebep anksiyete bozukluğu, şüphecilik ve emin olamama hissi, saplantılı düşüncelerdir. Diğer tüm takıntılarda olduğu gibi aynı süreci izler. Kişi bu bozuklukların mantık dışı olduğunu bildiği halde kendi davranışlarını engelleyemez. İstem dışı davranışlarını sürekli tekrarlayarak engellemeye çalışır. Saplantılı düşünceden kurtulmaya ve unutmaya çaba gösterir. Fakat başarılı olamaz. Örneğin elini yıkadığı halde emin olamadığı için tekrar yıkayabilir. Bu hastalık tedavi edilebilir bir hastalıktır. Fakat tedavi edilmediğinde ciddi sağlık problemleri ortaya çıkabilir."
 
Temizlik hastalığının belirtileri nelerdir?
Kişi sürekli ellerini yıkar,

Evi temizler,

Eve gelen bir misafirin ardından kullandığı her şeyi temizleyebilir.

Zamanın çoğunu temizlik yaparak harcar.

Kirli olduğunu düşündüğü her nesneyi yıkar ve temizlemeden kullanamaz.

 
Temizlik hastalığına etki eden faktörler nelerdir?
"Aslında takıntılara sebep olabilecek pek çok neden öne sürülmekteyse de kesin olarak nedeni bilinmemektedir. Biyolojik, psikolojik, çevresel faktörler neden olabilir. Ailesi çok düzenli ve titiz ya da aşırı kuralcı olan bir çocukta bu tür saplantılı düşünceler ve buna bağlı olarak saplantılı davranış biçimleri gelişebilir. Örneğin annesi çok titiz olan bir çocuk ileride temizlik hastalığına yakalanabilir. Aynı zamanda yakın bir dönemde yaşadığı acı bir olay da takıntılara sebep verebilir. Örneğin vefat, iflas, boşanma gibi yaşanan zor süreçlerden sonra Obsesif Kompulsif düşünceler ve eylemler görülebilir."
 
Takıntılı kişilik durumları yaşamı nasıl etkiler?
"Öncelikle kişinin sosyal ve iş yaşantısı bozulur. Aşırı temizlik tutkusundan ötürü çevresindeki arkadaşları evine gelmek istemeyebilir. Kendisini bu durum karşısında mutsuz hisseder. Aynı zamanda bu tarz hastalıklarda kişi en çok kendisine zarar verir. Zamanın çoğunu temizliğe ayırdığı için zaman kaybı yaşar diğer yapması gereken hiçbir şeye konsantre olamaz. Gerek ev ve sosyal çevresiyle gerekse iş ortamı ile ilişkileri bozulur. İş performansı önemli derecede olumsuz etkilenir. Evli ise eşi ve çocuğu ile iletişim bozukluğu yaşar. Kendisini temizlik yaparak sürekli hırpalar, günün sonunda yorgun ve bitkin düşer. Bir dönem sonra kişi bedensel olarak da belirli rahatsızlıklara zemin hazırlamış olur. Örneğin bel, kas eklem ağrıları bu dönemde ortaya çıkabilir. Aynı şekilde zamanında tedavi olunmazsa bireyde depresyon gibi psikolojik birçok rahatsızlık da ortaya çıkabilir."
 
Diğer obsesisif kompulsif bozukluklar nelerdir?
"Sürekli kontrol etme "ütünün fişini çekmiş miydim, kapıyı kilitlemiş miydim, ocağı kapatmış mıydım" gibi sorular sürekli sorulur. Kişide emin olamama durumu, simetrik olarak nesnelerin düzenli durmasını istemek, ihtiyaç olur düşüncesi ile eşya ve giysileri biriktirmek, günah işlemekten korkma gibi nitelendirilen birçok takıntılı davranış bozukluğu sıralanabilir."
 
Obsesif-kompulsif kişilik ile takıntılı kişilik arasındaki farklar nelerdir?
"Toplum arasında Obsesif olarak adlandırılan her kişi takıntılı kişilik bozukluğu yaşıyor olarak değerlendirilmez. Takıntılı kişilikte birey tutucu, titiz, garantici, sorgulayıcı tavırlar gösterebilir fakat bu durumdan şikâyetçi değildir. Bunu diğer kişilerden daha üstün bir özellik olarak adlandırabilir. Hatta bu kişiler çalıştıkları iş yerlerinde denetleyici özellikleri iyi olduğu için şef, müdür gibi konumlara getirilirler. Onlar davranışlarından şikâyet etmeyebilir fakat çevresindekiler bu özelliklerinden dolayı onlardan rahatsız olabilir.
 
Obsesif Kompulsif bozukluklarda ise tam tersi bir durum söz konusudur. Kişi kendisinde oluşan aşırı şüphecilik ve saplantılı davranışlarından rahatsız ve mutsuzdur."
 
Nasıl tedavi edilir?
"Bazı araştırmacılar bu hastalarda beynin ön kısmı olan frontal kortex ile içyapılardan bazal ganglionlar arasında iletişim kopukluğu olduğunu ileri sürmektedir. Tedavide amaç öncelikle var olan hastalığı tedavi etmek sonra da hastalığın tekrarlamasını önlemektir. Bu amaçla üç tedavi yöntemi kullanılmaktadır. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri kullanmak. (Antidepresan ilaçlar)Bilişsel davranışçı terapi uygulamaları TMS (Transkranial Manyetik Stimülasyon) tedavide kullanılabilir.
 
OKB' de tedavi oldukça zor ve uzun solukludur. Genellikle ilaçlar nispeten daha yüksek dozda ya da birkaç ilaç kombine şeklinde uygulanır. OKB, tedavisi zor olan bir süreçtir. Ancak yine de üstesinden gelinemeyecek bir hastalık değildir. Son zamanlarda ilaç tedavisi ile birlikte uygulanan, TMS tedavisinin oldukça etkili olduğu görülmektedir. TMS, sağladığı manyetik vurular ile bir nevi resetleme yaparak, frontal korteks ile bazal ganglionlar arasında ki uyumsuzluğu ortadan kaldırabilir ve böylece çok etkili ve çarpıcı sonuçlar verebilir.
 
Ayrıca, Obsesif Kompulsif bozukluklar kaygı hastalığı olduğu için "Davranışçı Tedavi" olarak adlandırılan eğitimsel terapi yöntemleri fayda sağlayabilir. Hastanın kirli olduğunu düşündüğü nesne ile temas etmesi sağlanır.
 
Obsesif Kompulsif bozukluklar inatçı hastalıklardır. Yenilemeler ve gerilemeler görülebilir. Terapi, ilaç tedavisi birlikte uygulandığında daha iyi sonuçlar verebilir. Ailenin davranış şekli bu konuda çok önemlidir. Aile takıntılarından dolayı kişiyi suçlamamalı, bunun bir hastalık olduğunun bilincine vararak, kişiyi en kısa zamanda tedavi ettirmelidir."



947ca366e1274fe696f14d641a4e6e2d

Düğün öncesi estetiği: Gelin kılavuzu

Çoğunlukla yaz mevsiminde yapılan unutulmaz düğün merasimi öncesinde, başrol oyuncusu gelinlerin yardımına estetik cerrahi ve medikal uygulamalar koşuyor. Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah Op. Dr. Bülent Cihantimur, düğün öncesi estetiğinde yapılabilecek uygulamaları anlattı.



Çoğunlukla yaz mevsiminde yapılan unutulmaz düğün merasimi öncesinde, başrol oyuncusu gelinlerin yardımına estetik cerrahi ve medikal uygulamalar koşuyor. Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah Op. Dr. Bülent Cihantimur, düğün öncesi estetiğinde yapılabilecek uygulamaları anlattı.
Düğün günü gelinler güzel, büyüleyici ve bakımlı olmak istiyorlar. Düğün öncesi estetiği ister cerrahi bir uygulama olsun, ister ameliyatsız estetik ve medikal uygulamalar olsun, hepsi için en uygun mevsimdeyiz. Bu tarz girişimlere en az 3-4 ay öncesinden başlamak en doğru karardır.
 
Saçlarınızı canlandırın
Saçlar yüz güzelliğine çok büyük bir katkı sağlar. Özellikle gelinler, saçlarına çok daha fazla önem veriyorlar. Kliniklerde gür, parlayan ve sağlıklı saçlar için farklı tedavi seçenekleri sunuluyor. Bunlardan birincisi mezoterapi ( orta deri tedavisi ) . Saç mezoterapisinde, saçlı dokunun 2-3 mm hemen altına inerek, incecik uçlu iğneler vasıtasıyla, dokunun beslenmesini ve güçlenmesini sağlayacak vitamin, antioksidan ve hastaya özel farklı bileşimler içeren sıvı enjekte ediliyor. Bir diğer uygulama ise, organik saç enjeksiyonudur. Bu uygulama ile hem saçlarınızı canlandırabilir hem de bölgesel yağlanmadan kurtulabilirsiniz. Bölgesel yağınızı aldıktan sonra, bu yağı kök hücreden zengin hale getirip bu sefer saç derisine enjekte ediliyor. Kök hücrenin tüm avantajları saçlarda hissediliyor. Ayrıca inatçı bölgesel yağlanmadan da bu şekilde kurtulabiliyorsunuz.
 
Cilt tedavilerine başlayın
Ülkemizde evlenme yaşı giderek artıyor. Özellikle büyük şehirlerde 25 yaş üstü gelinlerin sayısı oldukça fazla. 25 yaş sonrası ise kilit bir dönemdir. Gözle tam olarak görülemese bile cilt ve cilt altı dokusu, kaslar ve hatta kemikler bile yaşlanmaya başlar. Düğün öncesi estetiği bir vesile olarak, gelinler güzellik koruyuculuğuna başlayabilirler. Daha canlı, daha gergin, doğal ve parlak bir cilt yapısına sahip olmak mümkün. Bu noktada önerilebilecek pek çok seçenek var. Örümcek Ağı estetiği, ultraterapi gibi uygulamalar, cildi hem tedavi eder, hem de gecenin yıldızı olmanıza fayda sağlar. Özellikle Örümcek Ağı estetiği, yağ enjeksiyonlarıyla kombine edilerek, belirgin bir kontür hattı oluşturulmasına yardımcı olur.
 
Gözaltı morluklarınızı yok edin
Gözaltı morlukları pigmentasyon ve damarsal sorunlardan kaynaklanan problemlerdir. Hatta bazı hastalarda gözaltlarında çökme bile oluşabiliyor. Göz bölgesi iletişim için son derece önemli bir bölge ve estetik katkısı çok fazla. Gözaltı ışık dolguları, lazer tedavileri, gözaltı morluğunun nedeni araştırıldıktan sonra uygulanan farklı tedavi seçenekleridir. Gözaltına kapatıcı dahi sürmenize gerek kalmadan muazzam bir göz çevresi estetiği sağlar.
 
İstenmeyen tüyleri ortadan kaldırın
Evlenince biraz daha bakımlı ve tüylerden arınmış bir bedeni tercih eden gelinler için lazer epilasyon son derece faydalı ve pratik bir çözüm sağlıyor. Yüz, kol altı, genital bölge, bacak ve kollar veya bedenin her neresinde istenmeyen tüyler varsa, kalıcı bir şekilde yok edilebilir. Bunun için kliniklerimizde kişiye özel lazer epilasyon planlaması yapılır.
 
Dudak ve buruna dolgu
Dudaklarının biraz daha diri ve belirgin olmasını sağlamak, dolgu uygulamalarıyla mümkün. Dolgular ayrıca dudaklara nem takviyesi de yaptığından pürüzsüz, canlı ve taze bir görüntü sağlar. Dolgular ayrıca geniş kullanım olanaklarından dolayı, özellikle burun görüntüsünü sevmeyen gelinler için de faydalı. Burun dolgusuyla kemerli burun düzleştirilebilir, hafifçe kaldırılabilir. Cerrahiden korkan veya düğün öncesinde cerrahinin risklerini göze alamayanlar için pratik bir çözüm sağlar.
 



64115c9fd00a4f15beed8ae5fc64958e

4 Haziran 2020 Perşembe

Kasım'da güneşi nerede bulabiliriz?

Kasım ayında yaz tatiline ne dersiniz?



Kasım ayında yaz tatiline ne dersiniz?
Güneş hala bazı ülkelere gülüyor. Yaza doyamayanlara Kasım ayında gidilebilecek en güzel yerleri derledik...
 

Belize, Orta Amerika
Maksimum sıcaklık: 28C

Günde güneşli saat: 6

Deniz sıcaklığı: 29C
 

Bodrum, Türkiye
Maksimum sıcaklık: 19C

Günde güneşli saat: 6

Deniz sıcaklığı: 19C
 
 
Kıbrıs
Maksimum sıcaklık: 21C

Günde güneşli saat: 7

Deniz sıcaklığı: 22C
 

Suvay, Fas
Maksimum sıcaklık: 20C

Günde güneşli saat: 7

Deniz sıcaklığı: 19C
 

Malavi
Maksimum sıcaklık: 30C

Günde güneşli saat: 8

Deniz sıcaklığı: 28C
 

Maldivler
Maksimum sıcaklık: 30C

Günde güneşli saat: 6

Deniz sıcaklığı: 29C
 

Mauritiu, Afrika
Maksimum sıcaklık: 29C

Günde güneşli saat: 8

Deniz sıcaklığı: 25C
 

Mumbai, Hindistan
Maksimum sıcaklık: 33C

Günde güneşli saat: 8

Deniz sıcaklığı: 28C
 

Perth, Avustralya
Maksimum sıcaklık: 25C

Günde güneşli saat: 10

Deniz sıcaklığı: 20C
 

Tobago
Maksimum sıcaklık: 29C

Günde güneşli saat: 7

Deniz sıcaklığı: 28C
 



0cd0b16a37e14554809d5ad1dc64123c

Zeytinli biberiyeli focaccia

İtalyanların leziz ekmeği focaccia, sade olarak veya üzerine karamelize soğan, domates, fesleğen, sarımsak gibi çeşitli malzemeler eklenerek yapılır.



İtalyanların leziz ekmeği focaccia, sade olarak veya üzerine karamelize soğan, domates, fesleğen, sarımsak gibi çeşitli malzemeler eklenerek yapılır.
İtalyan mutfağından:
 
 
İtalyanların leziz ekmeği focaccia, sade olarak veya üzerine karamelize soğan, domates, fesleğen, sarımsak gibi çeşitli malzemeler eklenerek yapılır.
  
Temel hamur tarifini uygulayarak istediğiniz malzemeler ekleyebilirsiniz. Hamur, pizza tabanı olarak veya pide yapımında kullanılabilir. 
  
Aşağıda verdiğim tarifte zeytin, biberiye, kurutulmuş domates ve sarımsak kullandım. 
  
 
Servis:
24x38 çapında dikdörtgen tepsi
 
Hazırlama mayalama süresi:
1 saatten fazla
 
Pişirme süresi:
15 dakika
 
Malzemeler:
7 gr instant kuru maya (1 tatlı kaşığı)
10 gr toz şeker veya bal (1 tatlı kaşığı)
320 ml ılık su (1,5 su bardağından biraz fazla)
500 gr elenmiş un (4 - 4,5 su bardağı)
10 gr tuz (1 tatlı kaşığı)
1 yemek kaşığı zeytinyağı
 
 
Üzerine:
7 - 8 yemek kaşığı zeytin (çekirdekleri çıkarılıp ince dilimlenmiş)
2 sap biberiye
8 adet kurutulmuş domates (ince doğranmış)
1 çay kaşığı sarımsak tozu
Yarım su bardağı zeytinyağı
 
2-3 yemek kaşığı mısır unu, tepsiye serpmek için
 
Piştikten sonra üzerine:
1 yemek kaşığı zeytinyağı
1 çay kaşığı iri deniz tuzu
 
 
Yapılışı:
Toz şeker veya balı suyun yarısında eritin, mayayı ekleyerek karıştırın. Üzerini streç film ile kaplayıp 10 dakika kadar baloncuklar oluşana kadar bekletin.
 
Un ve tuzu harmanlayarak havuz gibi oyuk yapın, ortasına mayalı karışımı ekleyip dışardan içeri doğru toparlayarak sıvı malzemeyi una yedirmeye başlayın. Kalan suyu yavaş yavaş ekleyerek yaklaşık 7-8 dakika yoğurun (yumuşak ve ele hafif yapışan bir hamur olmalı). İhtiyaç duyarsanız 2-3 yemek kaşığı daha su ekleyin. 
 
1 yemek kaşığı zeytinyağını mayalama kabının dibine ve yanlarına sürün. Hamuru kaba alarak üzerini streç film ile kaplayın. Ilık bir yerde iki katı hacime ulaşana kadar yaklaşık 1 saat bekletin.

 
 
Bu arada, üzerine kullanacağımız malzemeleri hazırlayalım:
 
 
Zeytin, saplarından ayıklanmış biberiyeler, kurutulmuş domates ve sarımsak tozunu bir kaba alıp üzerine zeytinyağını ilave ederek karıştırın.

2 yemek kaşığı irmiği fırın tepsisine serpin.

Mayalanıp iki katı hacime ulaşan hamuru slikon mat veya az un serpilmiş tezgaha alarak 1,5- 2 cm kalınlığında olacak gibi açın, hamuru tepsiye yerleştirin. 

Zeytinli, kuru domatesli ve biberiyeli malzemeyi hamurun üzerine yayın, parmaklarınızla hamurun birçok yerine hafif delikler açın. İkinci mayalanma için hamurun olduğu tepsiyi streç film ile kaplayıp yaklaşık 40-45 dakika iki misli hacime ulaşana kadar ılık ve hava almayan bir yerde bekletin. 

Hamurun ikinci mayalama süresinin yarısı zamanda (yaklaşık 20 dakika sonra) fırın sıcaklığını en yüksek dereceye ayarlayın.

Hamur iki misli hacime ulaştığında tepsiyi ısınmış fırına verin. Pişirme süresinin 10 dakika sonrasında (üzerindeki kuru domateslerin yanmamaları için) fırın sıcaklığını 200 dereceye alın. 5 dakika daha üzeri kızarana kadar pişirip tepsiyi fırından alın, sıcakken üzerine 1 yemek kaşığı zeytinyağını fırça yardımıyla sürün, deniz tuzunu serpiştirip ılıkken dilimlere ayırın.

 

 
Afiyetle sevgiyle kalın…
 
 
 
 
Notlar:
 
Hamur yoğurma işlemini -stand mikseriniz varsa- yukarıda verdiğim sırayla 5 dakika yoğurmak yeterli oluyor. Eğer stand mikser kullanacaksanız un ve tuzu harmanlayarak mikserin haznesine alın, ortasına çukur açarak mayalı karışımı ilave ederek düşük devirde çalıştırmaya başlayın. Kalan suyu yavaş yavaş ekleyin. Yaklaşık 5 dakikada hamur toparlanıp pürüzsüz ve yumuşak bir kıvama gelecektir.

 
Sade olarak yapmak isterseniz hamurun mayalanma işleminden sonra tepsiye yerleştirip focaccia'nın en önemli özelliği olan parmaklarınızla hamura minik delikler açıp üzerine 2 yemek kaşığı zeytinyağı ve deniz tuzu serptikten sonra pişirebilirsiniz.

 
 



b2aaad0ed66f4b30b89282b0e0652a2c