20 Kasım 2019 Çarşamba

Elinize bulaşan balık kokusu için 3 yöntem!

Balık tüketimi ne kadar sağlıklı olsa da pişirmesi oldukça zahmetlidir. Temizlemesi, hazırlaması, pişirmesi derken elinize sinen o koku, sizi rahatsız edebilir. Ancak balık kokusunu geçiren birçok etkili yöntem mevcut. Bu yöntemleri sizinle paylaştık.

Lezzetli sofraların olmazsa olmazı balığı yaz, kış demeden sofralarımızdan eksik etmiyoruz. Yemesi son derece keyifli ancak temizlerken ya da pişirirken elimize sinen o kokusu bizi zorlayabiliyor. Ancak sizin için bu kokuyu ortadan kaldıran 3 yöntemden bahsettik.


Limon yöntemi

Limonda bulunan asit, balık kokusunu ortadan kaldırmaya yardım edebilir. Bunun için taze limonu ikiye bölün ve elinizi ovalayın. Ardından sabun ve bol su ile elinizi yıkayın.

Sıcak çay yöntemi

Hafif sıcağa yakın çay ile ellerinizi yıkayın. Bu yöntem sadece balık değil, soğan kokusunu da yok ediyor.

Metal kaşık yöntemi

Metal kaşığı elinize alın ve suyun altında sabun gibi kaşığı ovun. Balık kokusunu çıkarma konusunda son derece etkili bir yöntemdir.

ceec439d1b8946c4907e23b728f37f1d

Yumuşatıcı kullanılmaması gereken çamaşırlar

Farklı kokularda farklı renklerde birçok çeşit yumuşatıcı bulunuyor. Peki, deterjanla muhteşem ikili olan yumuşatıcıyı her çamaşırda kullanabilir miyiz? İşte asla yumuşatıcı kullanmamanız gereken çamaşırlar.

Havlular

Tuhaf gelebilir ama havlularda yumuşatıcı kullanmamak daha iyi olabilir. Havlularda kullanılan yumuşatıcı ilk etapta yumuşak olmasını sağlar ancak kalitesi çok uzun sürmez ve bu durum nemi kolay çekmemesine ve havluların daha çabuk yağlanmasına neden olur. Yumuşatıcı yerine yarım bardak beyaz sirke kullanmak daha iyidir.

Temizlik bezleri

Aynı durum mikrofiber bezlerde de geçerli. Yumuşatıcı kullanılan bezler suyu kolay emmez ve istenilen etkiyi alamazsınız. Benzer şekilde spor kıyafetler, yangına dayanıklı giysiler veya su geçirmez giysiler üzerinde herhangi bir yumuşatıcı kullanmamalısınız. Elastik ve naylon da, yumuşatıcı ile uyuşmuyor.

Bebek giysileri

Bebeklerin cildi çok hassas olduğu için yumuşatıcıyla duyarlıdır. Bunun yerine biraz sirke kullanabilirsiniz.

Doğrudan uygulama

Yumuşatıcıyı asla doğrudan giysilerinize dökmeyin. Bunun bir temizlik maddesi veya leke sökücü olmadığını bilin. Böyle bir kullanım kıyaftelerinizde mumsu bir doku bırakabilir. Bununla birlikte yoğun lekeli kıyafetleri yıkayacaksanız ya çok az yumuşatıcı ya da hiç kullanmamalısınız.

979a2da82f464ffca80db5b4ce18af58

19 Kasım 2019 Salı

Ayaklarda görülen cilt hastalıkları ve nedenleri

Dermatoloji Uzmanı Dr. Rukiye Kaymaz, günümüzde sık görülen ayak hastalıkları ve bu hastalıkların tedavisine ilişkin önemli bilgiler verdi.

Ayaklarda sıkça görülen hastalıkların başında gelen mantar enfeksiyonu, çoğunlukla ayak parmak aralarından başlayarak ayak tabanına kadar yayılır. Havuz, sauna, hamam, soyunma odası ve duş kabinlerinde ayakkabı ya da terliklerin ortak kullanılması ayak mantarının oluşumuna etki eden en önemli faktördür. Hastalığın ilk aşamalarında tedavi olarak lokal ilaçlar kullanılabilir.Yalnız ilerleyen evrelerde ayak tırnaklarına bulaşmaması ve mantarın kendini tekrarlamaması için uzman gözetiminde çeşitli tedaviler uygulanmalıdır. Dermatoloji Uzmanı Dr. Rukiye Kaymaz ayak cilt hastalıkları ve tedavileri hakkında önemli bilgiler verdi.


Nasır

Yanlış ayakkabı seçiminden çıplak ayakla dolaşmaya, ayağın gün içerisinde maruz kaldığı basınçtan sürtünmeye kadar birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkan nasır, ayak derisinin sertleşmesine ve kalınlaşmasına neden olur.Sadece deride değil, ayak parmak aralarında da görülebilen nasır için banyodan sonra düzenli nemlendiriciler ya da besleyici vücut yağları kullanılmalıdır. Nasırın ilerleyen aşamalarında ise mutlaka dermatolojik bir tedavi uygulanması gerekir.

Tırnak Batması

Ayağın şeklini bozan ve şiddetli ağrılar yaratan tırnak batıkları ise, cerrahi müdahale gerektirmeden giderilmektedir. Tel sistemi ile tırnağın cerrahi olarak çekilmesine gerek kalmamakta ve tırnağın tekrar batması engellenmektedir. Tırnak batması sorunu yaşayanlar, ayakkabı seçiminde hassas davranmalı, ayak yapısına uygun ve ayağa baskı yapmayacak modeller tercih etmeye özen gösterilmeli.

Viral Siğiller

Ayakta görülen bir diğer enfeksiyon ise, direkt temas yoluyla bulaşan siğillerdir. Siğil ya da tıbbi ismiyle verruca, Human papilloma virüsün (hpv) neden olduğu sık görülen bir tablodur. Yazın çıplak ayakla dolaşılması, ortak kullanım alanları ve eşyalarla bulaşır. Siğil tedavi edilmezse yayılabilir.Erken evrede teşhis edilmesi ve dermatolojik tedaviye başlanması uygundur. Sürülecek ilaçlara yanıt alınamayan durumlarda kriyoterapi denilen likit nitrojenle dondurma ya da elektrokoterle yakma tekniklerinden yararlanılabilir.

67a3597e7e2f495bad7e030a430a08ee

Kalıcı oje nasıl çıkar?

Son yıllarda trend olan ve uzun süre kullanılabilen kalıcı ojeler oldukça pratik ve kullanışlı olduğu için tercih ediliyor. Özellikle yaz aylarında tercih edilen kalıcı ojeler, profesyonel ekipmanlar tarafından uygulansa da, çıkarırken aynı durum söz konusu olmayabiliyor. Peki kalıcı oje nedir? Kalıcı oje nasıl çıkar? İşte detaylar...

Kadınlar her zaman güzel ve bakımlı görünmek ister. Özellikle bakım konusunda özen gösterilmiş eller kadınlar için oldukça önemlidir. Ellerin her daim güzel ve bakımlı gözükmesi, özenle bakılmış tırnaklardan geçer. Son yıllarda kalıcı ojeler fazlasıyla ilgi görmüştür. Uzun süre tırnaklardan çıkmayan kalıcı ojeler her ne kadar kusursuz görünseler de çıkarması oldukça zordur. Profesyonel ekipmanlar ile yapılan kalıcı ojeleri, evde kolay bir uygulama ile tırnaklarınızdan çıkarabilirsiniz. Peki kalıcı oje nasıl çıkarılır? sorusunun cevabını vermeden önce kalıcı ojenin ne olduğunu öğrenelim.

Kalıcı oje nedir?

Kalıcı oje özel jel malzemelerden üretilmiştir. Bu ojeleri ortalama 2 hafta ile 3 hafta arasında kullanabilirsiniz. UV teknolojisi ile ojelerin kalıcılığı artırılır ve böylelikle ojelerin kullanım süresi uzamış olur. Tabii ki kullanım süresi kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Kalıcı oje uygulamasında özel cihazlar kullanılır. Bu cihazlar ojeyi tırnak üzerine yapıştırır ve kalıcı ojenin kurumasını sağlar. Kalıcı oje özel makineler ile yapıldığı için bu işlemi evde yapmanız mümkün olmayacaktır.

Kalıcı oje nasıl çıkar?

Kalıcı ojeyi yaptırdınız fakat bir süre sonra renginden sıkıldınız ve nasıl çıkaracağınızı bilmiyorsanız, sizin için evde kolayca uygulayabileceğiniz bir yöntemden bahsedeceğiz.

-İlk olarak yapmanız gereken tırnaklarınızın üstünü törpülemek olacaktır. Daha sonra birkaç parçaya ayırdığınız pamukların üzerine aseton dökün ve her bir tırnağınızın üzerine bu asetonlu pamukları dikkatlice yerleştirin.

-Bu işlemden sonra alüminyum folyoyu eşit parçalarda keserek, asetonlu pamuk bulunan tırnaklarınıza yerleştirin ve sarın.

-İşlemi yaparken folyoların açılmamasına dikkat edin. 5 dakika bekleyin ve 5 dakika sonra ojeyi tırnaklarınızın üzerinden yavaşça ovalayarak çıkarın.

-Tırnaklarınızın üzerinde kalan küçük parçaları sivri bir alet yardımıyla tırnaklarınızın kenarlarından kazıyabilirsiniz. Son olarak tırnaklarınızın üzerine bakım yağı sürmeyi unutmayın.

Sizin İçin SeçtiklerimizVikings: Free Online GameBu oyun can sıkıntısını sonsuza kadar bitiriyor!Vikings: Free Online GameBright StoryMüstakbel damadıyla tanışan annenin tüyleri neden diken diken oldu?Bright StoryTech Gadget Compareİnternet şirketleri bu akıllı küçük cihaz hakkında bilgi sahibi olmanızı istemiyor…Tech Gadget CompareTaboola'danTaboola'dan 0d2f4601d77e41a19c4c9e3e9fc26e5b

14 Kasım 2019 Perşembe

Tatilden okula geçişte çocuklarda uyku düzeni nasıl sağlanır?

Okul zili çaldı, hem çocuklar hem de ebeveynler için maraton başladı. Bu sürecin en zorlu kısmı da tatilden okula dönen çocuklarda uyku düzenini sağlamak oluyor. "Uyku, başarının anahtarı" diyen Nöroloji Uzmanı Prof.Dr. Derya Uludüz uykunun önemini anlatıp çok önemli tavsiyelerde bulundu

Senim TANAY KARAKUŞ/PembeNar Özel senim.tanay@milliyet.com.tr Özellikle yaz aylarında çocuklar geç saatlerde yatmaya ve geç uyanmaya alıştı. Ancak okulun başlamasıyla bu rutin önemli ölçüde değişecek. Çocuklar, sabah erken kalkmaya hemen adapte olamadıkları gibi gece geç saatlerde uykuya dalmaya devam edecekler. Ancak bu geçiş dönemi çoğunlukla hızlı olmuyor ve neredeyse uyku yetersizliği çocuklarda bir alışkanlık haline geliyor.


"Ebeveynler genellikle çocuklarının geceleri bile çok enerjik olduklarını ve uykuları olmadığını iddia ediyor" diyen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı, Nöroloji Algoloji ve Vasküler Nöroloji Uzmanı Prof.Dr. Derya Uludüz "Uykusuzuluğun yetişkinlerdeki etkileri, çocuklarda aynı değildir. Çocuklar ne kadar enerjik ve hiperaktif olurlarsa olsunlar, uykusuzluğu saklarlar hatta uykusuzluk üst limite ulaştığında daha da hareketli olurlar. Ancak buna aldanılmamalı, çocuklar hızlı bir şekilde yeterli uyku alacakları yatma düzenine geçirilmeli" ifadelerini kullandı.


Uyku tembellik değil, başarının anahtarı

Sağlıklı bir uyku düzeninin beden ve ruh sağlığı için olmazsa olmaz olduğunu açıklayan Uludüz, özellikle çocukların okul başarısı için uykunun ayrı bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Uludüz, "Uykuda bağışıklık, iskelet ve kas sistemi için büyüme ve yenilenme gerçekleşir. Yüksek kaliteli uyku, bağışıklık sisteminizi güçlendirir, metabolizmanızı hızlandırır, hormonlarınızı dengeler, fiziksel enerjinizi artırır ve beyin fonksiyonlarınızı güçlendirir. Geceleri uyuyamama ve gün boyunca uykulu olma, çocukların sağlığının çeşitli yönleri üzerinde kısa ve uzun vadeli sonuçlar doğurur. Yeterli süre ve kalitede uyku uyuyan çocuklar, davranışsal ve akademik başarı, öz kontrol, mutluluk ve IQ testlerinde çok daha pozitif sonuçlar gösterir. Daha iyi bilişsel işlev, daha iyi psikolojik sağlık ve azalan duygusal / davranışsal problemler de dahil olmak üzere düzenli uykunun çocuklar üzerinde birçok potansiyel faydası vardır" diye konuştu.

Uyumayan daha aptal oluyor!

Uykuyu toplum olarak yanlış konumlandırdığımızı söyleyen Prof.Dr. Derya Uludüz "Bizim kültürümüzde, uyku o kadar da saygı gören bir şey değil. Aslında, biz sıklıkla daha başarılı olmak için daha az uyumalıyız ve öldüğümüzde zaten istemediğimiz kadar çok uyuyacağız gibi fikirlerle programlanırız. Sıkı çalışmak, tartışmasız bir şekilde başarılı olmanın büyük bir parçasıdır ama araştırmalar gösteriyor ki 24 saatlik uyku yoksunluğu sonrasında beyne ulaşan glikoz miktarında yüzde 6'lık bir azalma oluyor.

Bu da kısaca şu anlama geliyor: Daha aptal oluyorsunuz. Uykunun çocuklardaki önemi çok daha hassas. Artık bazı Avrupa ülkelerinde okul saatleri azaltılmaya başlandı çünkü hem çok erken saatlerde başlayan ve akşama kadar devam eden dersler verimi azaltıyor hem de sonrasında yetiştirilmeye çalışılan ödev ve çocukların kendine ayırmak istediği 'mavi ekran' vakti uykuları sağlıksızca geciktiriyor" ifadelerini kullandı.


DEHB değil, sadece uykusuz!

Son zamanlarda okuldaki öğretmenlerden çocuklarla ilgili sık sık 'dikkati eksik' ve 'hiperaktif' şikayetleri geldiğini aktaran Prof.Dr. Derya Uludüz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak bunun cevabı büyük çoğunlukla Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) değil. Aslında bu çocuklara DEHB teşhisi koyarak büyük bir yanlış yapıyoruz çünkü DEHB gibi görünen rahatsızlığın arkasındaki büyük sorun uykusuzluk.

Uzun zamandır DEHB ve uyku arasında tersten bir bağıntı kuruldu çünkü DEHB olduğundan şüphenilen çocukların uyku problemlerinin de olduğu görülmüştü. Sanıldı ki dikkat eksikliği ve hiperaktivitesi olan çocuklar, uykuya dalmada zorluk yaşıyor. Ancak yeni çalışmalar, bundan çok daha ilginç bir tablo ortaya koydu. Bir çalışma, uyku eksikliğinin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) davranışsal belirtilerini geliştirme riskini artırdığını buldu. Yani aslında temelde uyku bozukluğu olan çocuklar DEHB teşhisi alarak bu sorunu maskeliyor olabilir. Belki de 'yaramaz' olarak addettiğimiz çoğu çocuğun psikiyatrik yardıma rağmen iyileşememesinin sebebi budur. Yetişkinler yorgun olduklarında, huysuz ve halsiz davranırlar. Fakat çocuklar yorgun olduklarında tam tersini yapma eğilimindedirler: Yavaşlamak yerine daha da hızlanırlar.


Birbirinden ayırt etmek zor

DEHB ile uykusuzluğun belirtileri çok benzerdir, bu yüzden iki rahatsızlığı birbirinden ayırt etmek zor. Ancak çocuklarınızın uykuya dalma, uykuda kalma, gün içinde odaklanma güçlüğü, unutkanlık ve zayıf dürtü gibi belirtileri olup olmadığına dikkat edin. Bugün DEHB'in tedavisi için minimal beyin disfonksiyonu hastalığında kullanılan, 30 yıl önce kırmızı reçeteyle satılan ilaçlar veriliyor. Bu ilaçlar, temelde uykusuzluk sorunu olan DEHB ile karıştırılan çocukların dikkat eksikliğini tedavi etmiyor ama hem bağımlılığı artırıyor hem de çocuklar bu ilaçları kullanmadan artık hiçbir şeye odaklanamaz hale geliyor. Çünkü ilaçlar normal çocukta beyinde hücre kaybına yol açıyor."

Çocuklarda uyku sorunu neden yaygınlaştı?

"Günümüzde çocuklar, tavsiye edilen 9-11'lik uyku saatine yaklaşamıyorlar bile. Bundaki en büyük suçlu ise teknoloji cihazlarının kontrolsüz kullanımı" diyen Uludüz "Teknoloji tatilleri doktorların yazdığı ilaçlar kadar önemli. Çocuklarınızın uyumasını istediğiniz saatlerde telefon, bilgisayar gibi elektronik aletlerle oynamasına veya televizyon izlemesine izin vermeyin. Bu onlar için büyük bir uyarıcıdır, uyumayı imkansızlaştırır. Hatta kaliteli bir gece uykusu için bile saatler öncesinden mavi ışık yayan teknolojik aletleri kullanmayı bırakmak gerekir. Bilgisayarlarınızın ekranından çıkan mavi ışık, beyninizi hala gün ışığı olduğunu düşündürerek kandırabilir ve bu da uyku düzenleyen hormon melatoninin üretimini etkiler. Melatonin hormonunun baskılanması, uykuya dalmayı ve uykuda kalmayı zorlaştırabilir. Çok sık olduğunda ise DEHB'e benzer belirtilerle ortaya çıkar, dikkat dağınıklığına ve 'yaramazlıklara' neden olur" uyarısında bulundu. Peki sağlıklı bir uyku düzeni sağlama konusunda neler yapılabilir? İşte Prof.Dr. Derya Uludüz'den 5 öneri:

Akşamları parlak aydınlatmalar kullanmayın

Yapay aydınlatmaların yoğun olmadığı eski zamanları düşünün. Belki loş sarı bir ışık veren ufak bir mum ya da gaz lambası kullanılırdı. İnsanlar erkenden uyur ve sabahları çok erken zinde uyanırdı. Ne var ki şimdi, saatlerce televizyon karşısında, ellerimizde akıllı telefonlarla parlak ışıklar altında oturuyoruz. Özellikle günümüzde enerji tasarrufu için kullanılan LED lambalar, çok daha fazla mavi ışık üretiyor. Tüm bunlar, iç saatimizin doğal işlevini görmesi neredeyse imkansız hale geliyor. Bu yüzden, mümkün olduğunca eskilere dönmeyi deneyin. Vücudunuza ihtiyaç duyduğu derin uykuyu sağlamak istiyorsanız, melatonin düzeylerinin normale dönmesi için tüm teknolojik cihazları (TV, bilgisayar, akıllı telefon vb.) yatmadan en az 3 saat önce kapatın.

Başucu kitabı

Çocuklarınız için, uykuyu en hızlı getirebilecek ve faydalı olan bir alışkanlık kitap okumaktır. Yatmadan en az 1 saat öncesinde kendi zevklerine göre bir kitap okumaya başlarlarsa, bu uykuya dalmalarını ve teknolojik aletlerden uzak durmalarını sağlar. Çocukların odalarını teknolojik cihazlardan arındırmaya çalışın.

Sarı filtreler

Cihazları 3 saat öncesinden kapatmak mümkün değilse, hem laptop hem de akıllı telefonlarınızda mavi ışığı engelleyen sarı filtre uygulamaları kullanabilirsiniz. Bunlar çocukların mavi ışığın uyarıcı etkisinden nispeten korunmasını sağlar.

Beslenme uykuyu değiştirir

Eğer çocuklarınız çok fazla işlenmiş, şekerli ve karbonhidratlı ürünler tüketiyorsa bunlar vücutta stres hormonunun artmasına ve melatonin hormonunun bastırılmasına neden olur. Bunun yerine özellikle akşamları daha sağlıklı besinler tercih edilmeli. Ayrıca selenyum, C vitamini, triptofan, kalsiyum ve D vitamini eksiklikleri de uyku sorunlarında rol oynar. Çalışmalar, melatonin takviyesinin ve omega3'lerin daha derin ve daha huzurlu bir uykuyu teşvik ettiğini gösteriyor. Magnezyum açısından zengin yiyecekleri de çocuklarınızın diyetine dahil edin. Eksikliği yaygındır ve uyku sorunlarının önemli bir sorumlusudur.

Zifiri karanlık odalar

Çocuklara küçük yaştan itibaren kazandırabileceğiniz çok önemli bir alışkanlık da zifiri karanlık bir odada uyumaktır. Genellikle bir hata yapılarak çocuk odalarına gece boyu ışıyan lambalar konulur ve bu uyku kalitesini önemli oranda düşürür çünkü vücudumuzda ışığı algılayan, beyne sinyal gönderen hücreler bulunur ve bu hücreler aynı güneş ışığı görmüş gibi beyne uyan sinyali gönderir. Karanlık ise beyni uykuya hazırlar.

3f2dad9fae54458c8a5752162c1c021a

Beyaz yakalılara strese karşı öneriler

İş yaşamında bedensel çalışmadan çok, zihinsel üretim yapan gruba günümüzde "beyaz yakalılar" denmektedir. Hem çalışma şartları, hem de onlardan beklentiler beyaz yakalıları büyük bir stresle karşı karşıya bırakmaktadır. Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, beyaz yakalılara strese karşı önerilerde bulundu.

Beyaz yakalılar; memurdan genel müdüre kadar uzanan, esasen masa başı işler yapan kişilerdir. Bu kişiler işlerinin gereği olarak daha çok teknolojiyi kullanmaktadır.

Üretim planlama, mühendislik, üretim yönetimi, laboratuvar, kalite yönetim ve kontrol, araştırma-geliştirme, pazarlama ve satış gibi birçok alanda çalışan bu grup, diğer çalışan gruplar gibi psikolojik risklerle karşı karşıyadır. Genelde iyi eğitim görmüş, yabancı dil bilen, görece daha fazla kazanan, işlerinde daha hırslı bir grup olarak tanımlanıyorlar. Ancak hem çalışma şartları, hem de onlardan beklentiler beyaz yakalıları büyük bir stresle karşı karşıya bırakmaktadır.

Beyaz yakalılara strese karşı öneriler:

İş hayatınıza verdiğiniz önemi, özel yaşantınıza da verin. Yakınlarınızla görüşmekten uzak durmayın.

Hobilerle uğraşmak, kişiyi strese karşı oldukça korur. Hobi edinin. Ancak bunlar, pahalı hobiler olmasın.

- İş saatleri dışında telefonunuzu kapatın. Ancak bu şekilde iş ve özel yaşantı birbirine karışmaz.

- Mutlaka yürüyüş ve egzersiz yapın.

- Yoga ve meditasyon çalışmaları dinlendiricidir.

- Dinlenme zamanlarında fiziksel işler yapmak sizi iyi hissettirecektir.

- Alkol ve sigaradan uzak durun.

- Sağlık durumunuza özen gösterin.

- Çalışma saatlerini aşmayın. Çünkü yeterince dinlenmezseniz, ertesi güne hazırlanmazsınız.

- Yapmakta zorlandığınız ve sizde stres yaratan işlerde mutlaka yardım isteyin.

- Sevdiklerinizle iyi zamanlar geçirirken, cep telefonunuzu kapatın.

- Hayır demeyi deneyin ve öğrenin.

- Uykunuza ve dinlenmenize önem verin.

- Bugüne odaklanın, gelecek için bugünden yoğun planlar yapmayın.

- Nefes egzersizleri ve gevşeme egzersizleri yapın.

- Sevdiklerinize duygularınızı ifade etmekten kaçınmayın.

- İşin, sadece iş olduğunu unutmayın.

Sizin İçin SeçtiklerimizVikings: Free Online GameBu oyun can sıkıntısını sonsuza kadar bitiriyor!Vikings: Free Online GameDesert Order (Strateji Oyunu)Bir uçak seç ve bu Oyunu 2 Dakika oynaDesert Order (Strateji Oyunu)ABD Göç HizmetleriYeni hayatınızı Amerika'da başlatın!ABD Göç HizmetleriTaboola'danTaboola'dan bb7549f803654682833b9373c2c6ce44

13 Kasım 2019 Çarşamba

Mutlu bebek büyütmek için bu yöntemleri uygulayın

Bebeğinizi daha mutlu ve huzurlu büyütmek ister misiniz? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hilal Mocan, bebekleri mutlu edecek yöntemleri paylaştı. İşte mutlu bebek büyütmenin yolları...

Bebekleri huzurlu büyütmenin daha pek çok altın kuralı var. Bebeğiniz ne kadar mutlu ve huzurlu büyürse, gelişimi daha sağlıklı olacaktır. İşte mutlu bebek büyütmenin 8 yolu...

Normal doğum yapmak çok önemli

Anne bebeğini sağlığı nedeniyle aksi gerekmediği sürece normal yolla doğurmalı. Normal yolla doğum yapan bir annenin bebeğinde bağışıklık sistemi daha iyi yapılanır. Çünkü bağışıklık sisteminin temel organı olan bağırsakların faydalı bakteriden oluşan flora yapısı hızla doğum sırasında oluşur. Bir diğer durum da bebeğin ciğerindeki sıvının emilmesi... Bebeğin doğum sonunda akciğer fonksiyonları ve solunum bakımından daha iyi bir noktada olmasını sağlıyor.

Doğumdan sonra ilk 30 dakika içinde mutlaka göğsünüze alın

Anne, bebeğini doğurduktan sonra ilk 30 dakika içinde mutlaka göğsüne almalı. Eğer bebek hastanede doğduysa bunu doktor ya da hemşire yapmalı. İlk 30 dakikada bebek çıplak olarak annenin göğsüne konursa annenin sütü daha bol gelir ve anneyle bebek arasındaki iletişim çok erken başlar.

Anne bebekle baş başa kaldığında ne yapmalı?

Anne bebeğini ne kadar kucaklarsa, ne kadar sık emzirirse o kadar iyi. Bebeğin karnının tok, altının temiz olduğuna dikkat etmek mutlu bebek için atılacak önemli adımlardan. Özellikle ilk 40 gün içinde annenin bebeğiyle ten temasını artırması, onu sık sık beslemesi, okşaması ve ona sevgi sözcükleri söylemesi gerekir.

Bebeğiniz için en iyisi kucak!

Artık bebeklerin kucak bebeği olmasını, okşanmasını, kucakta dolaştırılmasını ve bebekle annenin mümkün olduğu kadar sık konuşmasını istiyoruz. "Bebek bu, anlamaz" demeyin. Bir bebek için en güzel müzik, annesinin sesinden duyduğu ninnidir.

Göbek bakımı çok önemli

Göbek kordonu düşene kadar ve düştükten sonra belli bir süre, enfeksiyonun giriş kapısı olarak algılanır. Önceden antiseptik solüsyonlar ve alkol, bebeğin göbeğini kurutmak için kullanılıyordu artık bunlara gerek kalmadı. Islatılmadan göbeğin enfekte olmayacağı ve temiz bir şekilde kuruyup düşeceği görüşü hâkim. Bu nedenle artık bebeklerin mümkünse göbek bağını açıkta bırakacak şekilde bir bezle yeni doğan dönemlerini geçirmelerini istiyoruz. Sağlıklı bir şekilde göbek bağı kurusun ve mikrop kapmasın diye... Bezde göbek oyuntusu yoksa göbeğin kuru kalması için bezi kıvırmak zorunda kalırız bu da tercih ettiğimiz bir yol değil.

22.00-03.00 uykusuna dikkat!

Bebeğin uykusu da mutluluğu için çok önemli. Aslında hem bebeğin hem de annenin uykusu önemli. Yeni doğan bebeklerin uyku süresi oldukça uzun olup 16.5 saat- 18.5 saat arasındadır. Gece uykularının süresi bebek büyüdükçe artar. 22.00-03.00 arasındaki saatlerde büyüme hormonu salgılandığından bu saatlerdeki uyku çok önemli.

Masaj olmazsa olmaz

Başlangıçta bebeğe masaj olarak yapılan dokunma hareketlerinin daha sonra spor şeklini almasını istiyoruz. Bebeklere masaj yapmak hem onların dolaşımlarını hızlandırıyor, kaslarının, kemiklerinin daha iyi gelişmesini sağlıyor hem de gaz ve kolik sorununun çözülmesine yardımcı olarak bebeği rahatlatıyor. Özellikle 4. aydan sonra basit egzersiz hareketlerinin yapılması bebeğin gelişimi için önemli.

Onunla oyun oynayın

Bebek büyüdükçe oyuncakların çeşidi de artar. Çocuğun annesiyle, babasıyla ya da aile büyükleriyle oyun oynaması mutluluğunu ve konuşma performansını artırır, dikkat süresini uzatır. Anne-baba çalışıyor olsa da her gün belirli bir süreyi birlikte geçirmeli ve çocukla birlikte oyunlar oynamalı.

578d5e8a727b4a9ba79ceeb1f304ea27