19 Şubat 2020 Çarşamba

Stresi yönetmenin 9 püf noktası

Uzman Psikolog Simru Kavak strese yenik düşmemenin, onu yönetmenin 9 püf noktasını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

"Stresten uzak durun!"… "Aşırı stres hastalıklara davetiye çıkarıyor!"… Uzmanların sıklıkla altını çizdiği gibi stresi yönetmeyi öğrenmek şart! Zira iyi yönetilebildiğinde bizi harekete geçirme, motive etme hatta tehlikelere karşı tetikte tutma gibi birçok faydası olan stres, kontrol edilemediğinde ve aşırı hissedildiğinde, ona 'yenik' düşüldüğünde ise sağlığı tehdit ediyor! Uzman Psikolog Simru Kavak "Bu tehlikelerin içinde kalp-damar, tansiyon ve mide hastalıklarını, bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı rahatsızlıkları, depresyon, kaygı bozuklukları, uyku sıkıntıları, konsantrasyon sorunları, öfke yönetimi zorlukları, madde kullanımı ve çeşitli bağımlılıklar gibi psikolojik sorunları saymak mümkün" diyor. Peki, stresten tamamen uzak bir yaşamdan söz etmek mümkün olmadığına göre, stresin olumsuz sonuçlarından korunmak için onu yönetmeyi nasıl öğrenebiliriz? Uzman Psikolog Simru Kavak strese yenik düşmemenin, onu yönetmenin 9 püf noktasını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Önce stres kaynaklarınızı belirleyin

Stres kaynaklarınızı belirlemekle işe başlayın. İki tip stres kaynağı bulunuyor: Değiştirebileceğimiz ve değiştiremeyeceğimiz/yok edemeyeceğimiz kaynaklar. Hayatınızı ve bir gününüzü gözden geçirerek sizi strese sokan durumları belirleyin ve bunları "değiştirilebilecek" ya da "değiştirilemez/yok edilemez" kaynaklar olarak sınıflandırın.

Eylem planınızı hazırlayın

Değiştirilebilecek kaynaklar için eylem planınızı hazırlayın: Üzerinde değişiklik yapabileceğiniz veya ortadan kaldırabileceğiniz kaynaklar için nasıl bir yol haritası izleyeceğinizi belirleyin. Bunu yaparken kısa-orta-uzun vadeli bir plan hazırlayabilirsiniz. Küçük küçük adımlarla başlamanın bile bir başlangıç olduğunu ve sizi sonuca ulaştıracağını unutmayın. Ayrıca bu planı yazarak veya çizerek yapmak harekete geçmeniz için sizi motive edecektir.

Alet çantanızı güçlendirin

Değiştirilemeyecek kaynaklarla mücadele için alet çantanızı güçlendirin: Bazı stres kaynaklarını ortadan kaldırmak veya onlardan uzak kalmak mümkün olmayabiliyor. Bu durumda yapılacak şey, kendi mücadele araçlarınızı artırmak ve güçlendirmektir. Fiziksel, bireysel ve işinize ait örgütsel değiştirilemez stres faktörlerinizi belirleyip, onlarla barışmaya ve beraber yaşamaya hazır olun.

Kendinizi tanıyın ve özel reçetenizi oluşturun

Uzman Psikolog Simru Kavak "Stresi yönetebilmenin en etkili yollarından biri de, kendinize özel reçete hazırlamak. Bunun için, strese karşı dayanıklılığı artırdığı bilinen standart yöntemlerden faydalanabilirsiniz. Aşağıdaki sorulara yanıtlarınızı verin ve bu cevaplar üzerine düşünün: Beni neler mutlu ediyor? Nelere tutku duyuyorum? En çok ne yapmaktan hoşlanıyorum? Bunu kiminle, kimlerle yapmak hoşuma gidiyor? Zamanımı kiminle veya kimlerle daha fazla geçirmek istiyorum? Kim beni gülümsetiyor, mutlu ediyor? Denemek ve yapmaya başlamak istediğim şeyler neler? Sonrasında yapacağınız şey ise, verdiğiniz cevaplardaki aktivitelere ve kişilere günlük hayatta ayırdığınız zamanı yavaş yavaş artırmak" diyor.

Hareketsizlikten kaçının

Değiştirilemeyen stres kaynakları söz konusu olduğunda pek çok araştırma, açık havada tempolu yürüyüş, yoga gibi fiziksel aktivitenin stresle mücadeledeki etkisinden bahsediyor. Ancak hoşlanmadan ve zorla yapacağınız her şey sizi daha fazla strese sokacağından kendinize uygun olan fiziksel aktiviteyi keşfedin. Yüzme, bisiklet, pilates ya da tenis gibi mutlaka hoşlanacağınız bir faaliyette bulunun.

Düzenli nefes egzersizi yapın

Stres anında önce nefes sayısı sıklaşıp, kalp atışı hızlanıyor ve bunu diğer değişiklikler takip ediyor. Bu nedenle stresli anınızda ilk olarak nefesinizi kontrol ederek, diğer olumsuzlukların da önüne geçebilirsiniz. Diyafram nefesini doğru şekilde alabilmek için; bir elinizi göğüs kafesinizin altına, diğer elinizi de göğsünüzün üzerine yerleştirin ve burnunuzdan derin bir nefes alın. Nefesi alırken göğüs kafesinizin değil, göğüs kafesinizin altının şişmesi gerekiyor. Aldığınız nefesi 3'e kadar sayarak ağzınızdan verin. Bu işlemi 5 kez yapın. İleride bu sayıyı artırabilirsiniz. Bu basit egzersizi günlük yaşantınızın bir parçası haline getirerek sağlığınız için de önemli faydalar sağlayabilirsiniz.

Zamanı iyi planlayın

Değiştirilemeyen stres kaynaklarından birisi de, zamanı doğru yönetememek sonucu biriken işler. Zamanla rekabet etmeyin, onu takım arkadaşınız haline getirin. Günlük planınızda öncelikli ve önemli işlerle, bekleyebilecek olanları belirleyin. Bunları yazılı olarak hoşunuza giden bir ajandada veya telefonunuzda görmek, yönetmenizi kolaylaştıracaktır. Olabildiğince plana sadık kalın. Elinizde olmayan ve planı aksatacak işler devreye girdiğinde de, nefes egzersizlerinden faydalanın.

Gerektiğinde 'hayır' demeyi öğrenin

Kendi ellerimizle yarattığımız en büyük stres faktörlerinden biri, insanlarla ilişkilerimizde sınırlarımızı belirleyememek. Beğenilme, kabul görme, reddedilmekten korkma gibi pek çok sebeple ortaya çıkabilen bu durum, kişinin kendini bir süre sonra istemediği ve yönetmekte zorlandığı bir yoğunluğun içinde bulmasına neden olabiliyor. Başta zor gelse de, gerektiğinde 'hayır' demesini öğrenin. Bir teklif geldiğinde evet demeden önce iyi düşünün. Bunu yapmanız ne kadar gerekli, bu teklifi neden kabul ediyorsunuz ve 'hayır' dediğiniz durumda çekindiğiniz olası sonuçlar neler? Cevabınızı verirken kesin ve net bir 'hayır' demek sizi zorluyorsa, cevabınızın neden olumsuz olduğunu kısa ve nazik bir dille açıklamak, sonrasında alacağınız tepkiye karşı duyduğunuz endişeyi azaltabilir.

Sabırlı olun

Uzman Psikolog Simru Kavak "Hiç bir yöntemin sihirli değnek olmadığını bilin. En önemlisi, bu yolculukta kendinize karşı sabırlı olun, süreklilik gerektiren bir gelişim sürecinde olduğunuzu unutmayın. Kilo vermek istediğiniz zaman, sadece bir gün spor yaparsanız, vücudunuzda hiçbir gözlenebilir değişim olamaz. Psikolojik beceriler de böyledir. Çabanızın etkilerini görmek ve davranış değişikliği yapabilmek için önünüzde sabırla ilerlemeniz gereken bir süreç olduğunu unutmayın ve kendinizdeki en ufak gelişimi bile takdirle karşılayın. İşler istediğinizden yavaş ilerlediğinde, kendinize karşı nazik olun" diyor.

Afiyet olsun.

Sizin İçin SeçtiklerimizGame Of Glam76 yaşına basan Filiz Akın'ın O Doğal Güzelliğinden Bir Eser KalmamışGame Of GlamTeknosaSamsung 165 Ekran UHD TV 6.699 TL yerine 6.299 TL!TeknosaBurgan BankArtık Şubeye Gitmeden %9,50 Günlük Faiz KazanabilirsinizBurgan BankTaboola'danTaboola'dan 80334b42f0644377a467f8343a9e689c

Hayır diyebilmek mutlu ediyor!

İş ve sosyal yaşamda bazı istenmeyen durumlarla karşılaşabiliriz. Bu gibi durumlarda önemli olan her zaman sizin tavrınızdır. Herhangi bir durumda yapılmasını istemediğiniz bir şeye hayır diyememe durumunuz varsa ilerleyen zamanlarda ciddi ruhsal problemlerle karşılaşabilirsiniz. Psikoterapist Uzman Psikolog Naciye Tokaç, konu hakkında önemli bilgiler verdi.

"Herhangi bir kişiyle diyalog esnasında iletişimdeki kişilerden birinin söyledikleri, diğer kişi tarafından dinlenilmek de böylece söylediklerini anlamakta ve uygulamaktadır. Böyle bir durumda kendisinden herhangi bir şey yapılması istenen ancak kişinin yapmak istemediği durumlarda kişiden beklenen "hayır" demesidir" dedi.

Ancak bazı kişiler de istemediklerine "hayır" demek sanıldığı kadar kolay olmadığını kaydeden Uzman Psikolog Tokaç, ""Hayır" diyememenin birçok nedeni olmakla birlikte en çok karşıdaki insanın nasıl hissedeceği düşünüldüğünden dolayı "hayır" denilememektedir. Çünkü eğer "hayır" derse, karşısındakini kıracağından, üzeceğinden endişe etmektedir. Böylece kişi aslında kendisi yerine diğerlerini tercih etmekte ve fedakârlık yapmaktadır.

Ancak istemeden yapmak zorunda kaldığı fedakârlık veya sadece "hayır" diyemediği için kabul etmek zorunda kaldığı birçok şey nedeniyle kendisi üzülmekte, acı çekmektedir. Bu durum nedeniyle çektiği birçok acısını, üzüntüsünü ise kimseye anlatamamakta; anlatsa da aslında kendisinin yanlış anladığı söylenmektedir. Bu nedenle de çoğunlukla anlatamadığı için içine atmakta ve kendi başına üzülmeye devam etmektedir" diye konuştu.

"Hayır diyememek depresyona neden oluyor"

"Hayır" diyememenin kişiyi en fazla depresyona sürükleyen nedenlerden biri olduğuna dikkat çeken Uzman Psikolog Naciye Tokaç, "Uzun süre boyunca düşüncelerini söyleyememek, içine atmak zorunda kalmak dolayısıyla anlaşılamamak kişiye istenilmediğini, sevilmediğini düşündürerek depresyon kaçınılmaz olur" ifadelerini kullandı.

Kişi istemediği şeylere "hayır" diyebilmek için, öncelikle kendisini sevmeli, değer vermeli ve önemsemesi gerektiğini ifade eden Uzman Psikolog Tokaç, "Kendinizin kim olursa olsun herkesten daha değer hak ettiğini, önemsenebilecek birisi olduğunuzu, sevilmeyi, saygı görmeyi hak ettiğinizi unutmamalısınız. Diğer kişilerin ise; size her zaman kasıtlı olarak kötü davranmadığını, bazen söyledikleri yâ da yaptıklarının amacını aşabildiği de düşünülmelidir. Bu nedenle eğer birisinin söyledikleri ya da yaptıkları hoşa gitmediğinde, yada kötü hissedildiğinde bunun o an ifade edilmesi karşıdaki kişiye de açıklama şansı tanıyacaktır. "Hayır" demek sizi hem iyi hissettirecek, hem de başkalarının sizi olduğunuz gibi tanımasını ve istemediğiniz şeyleri söyleyemeyeceklerinden dolayı üzülmemeniz sağlanacaktır" şeklinde konuştu.

Sizin İçin SeçtiklerimizPlarium Play: Download For FreeAn MMORPG for real fantasy fans. No cartoons. No bubbles.Plarium Play: Download For FreeIcePopMan Rescues Moose And She Returns With A Big SurpriseIcePopDirectExpose25 Celebs Who Are Gay- No.13 Will Shock MenDirectExposeTaboola'danTaboola'dan 1ca293ece02048008b0d92a76d97028f

7 Şubat 2020 Cuma

Alexandre Vauthier Couture Sonbahar 2017

Lame renk drapeli kıyafetlerle 80'li yılları anımsatan koleksiyonda, modern detayları yakalamak mümkün. Smokin ve derin V yakalı kıyafetlere eşlik eden asimetrik kesimler de koleksiyonda sıklıkla kullanılıyor.
































b5abf857dae1460fa68792b7ef326e07

Evinizdeki renkler, kişiliğinizi etkiliyor!

Evinizin rengi kişiliğinizi ele veriyor! Evinizde kullandığınız renkler, ışık olumlu ya da olumsuz hissetmenize neden olabiliyor.



Evinizin rengi kişiliğinizi ele veriyor! Evinizde kullandığınız renkler, ışık olumlu ya da olumsuz hissetmenize neden olabiliyor.
Araştırmalara göre, evinizde kullandığınız boya ve dekor rengi, odayı kullanış amacınıza göre belirlenmeli. Işık, dekor, renk olumlu ya da olumsuz, farklı duygular hissetmenize neden oluyor.
 
Kırmızı, çalışma isteği uyandırır!
Kırmızı, hareketin rengidir. Çalışma isteğinizi artırır. Ancak aşırı kullanıldığında öfke gibi hisler de uyandırabilir.
 
Turuncu gösteriş meraklısı olanların rengidir!
Sağlık, güven, cesareti simgeler. Aynı zamanda ezici olma duygusu ve üstün gelme isteklerini de beraberinde getirir. Gösteriş merakını da olduğunuzu gösterir.
 

 
Sarı, neşenin ve sevecenliğin rengi!
Sarı, ilham verir. Zihin karışıklığına da yol açabilir. Mutfak için ideal renktir. Çalışma odasında kullanılmamalı. 
 
Yeşil, "paylaşım"ı simgeler!
Uyum, cömertlik ve paylaşımı simgeler. Yatıştırıcı etkisi vardır. 
 
Mor, yaratıcılığı artırır!
Kendine güven ve asaleti simgeler. Meditasyon odaları için oldukça uygun bir renktir. Hastanelerdeki bekleme odaları da bu rengin açık tonlarıyla boyanabilir. 
 
Beyaz

Beyaz, enerji sisteminizi dengeler, yaratıcılığı açığa çıkartır.
 



597ffb0d94a74499a90bb3f951111484

5 Şubat 2020 Çarşamba

Ev işi yaparken nelere dikkat etmeli?

Ev işi yaparken büyük ağrılar yaşamamanız için bu önerilere kulak verin!



Ev işi yaparken büyük ağrılar yaşamamanız için bu önerilere kulak verin!
Memorial Ankara Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü'nden Uz. Dr. Gülseren Kayalar, ev işi yaparken dikkate alınması gerekenleri anlattı.
 
Ağır ev işi yapan kadınların yaklaşık yüzde 60'ı her yıl kas iskelet sistemi ağrıları nedeni ile günlük yaşam aktivitelerinde kısıtlanma hatta sakatlıklar yaşamaktadır. Sürekli ağır iş yapan kadınlarda kas iskelet sisteminde zamanla artan dejenerasyon nedeni ile kasları, tendonları, bağları, eklemleri, çevre sinir yapılarını ve dolaşımı etkileyen bir dizi hastalık açığa çıkmaktadır.
 
Postür yani duruş bozuklukları,
Boyun, sırt ve bel ağrıları,
Bel ve boyun fıtıkları,
Dizlerde artroz,
Meniskus yırtıkları,
Kalça ağrıları ve kalça artrozu,
Omuzlarda kas yırtığı,
Dirseklerde tenosnovit
Epikondilit,
Bursit,
El bileklerinde tenidint,
Sinir sıkışması (karpal tünel sendromu),
El başparmaklarında artroz,
Bacaklarda dolaşım yetmezliği,

Yaşam kalitelerini etkileyen bu hastalıklardan korunmak için risk faktörleri iyi bilinmeli, ev ortamı ergonomik olarak tasarlanmalı ve ev işleri dikkatli yapılmalıdır.
 
Bu risk faktörlerine dikkat!
Ev işlerinde en büyük riskler fiziksel etkenlerdir. Çok ağır ev mobilyaları, kaygan zeminler, yüksek mutfak tezgahları, alçak dolaplar, yerde olmaması gereken eşyalar, tabure, sandalye gibi yüksek platformlar risk oluşturmaktadır. Evdeki kesici ve delici aletlerin yanlış kullanımı sonucu kesikler, titreşimli ev aletlerinin uzun süreli kullanımı sonucu el, kol, parmaklarda uyuşma, ağrı, hareket kısıtlılığı, tüp ve düdüklü tencere gibi basınçlı araçların yanlış kullanılması sonucu yaşanabilecek kazalar, yangın, yanıklar, elektrikli cihazlara bağlı elektrik çarpması gibi birçok riskle karşılaşılmaktadır.
 
Ev temizlerken dikkat etmesi gereken 14 madde
Sağlıklı bir omurga için ev işleri doğru postürde yapılmalıdır.

 
Ev işlerinde, uzun süreli ayakta ya da oturarak çalışmak bel ve sırt ağrılarını tetikler.

 
Ev ortamında çalışma yüzeyleri ile aradaki mesafe 30 cm'yi geçmemelidir.

 
Tezgahlar ve zeminler eşit mesafede yüksek olmalı, sırtın kambur olmamasına dikkat edilmelidir.

 
Belden çok fazla öne eğilmeden çalışılmalı gövdenin çok uzakta kalmamasına dikkat edilmelidir.

 
Vücudu en çok yaralanmalara açık hale getiren hareketler, ani dönme hareketleridir. Uzun süreli ütü yapılırken, istemsiz olarak sık sık dönme hareketi yapmamak için çalışılan yöne doğru bir adım atılmalı ya da ayaklarınızın yere tam temasını sağlayan döner bir taburede oturarak ütü yapılmalıdır.

 
Sıkça kullanılan eşyalar dolapların göz seviyesi yüksekliğinde, kolayca erişebileceğiniz yerlerinde muhafaza edilmelidir.

 
Perde asarken yapılan gibi ellerin başın üzerinde, dirseklerin omuzların üzerinde olduğu pozisyonlar yaralanmalara yol açar. Bunu önlemek için merdiven gibi yükseltiler kullanılmalıdır.

 
Çamaşırlar, bel çukurunuzu artırmadan, hafifçe öne doğru eğilerek asılmalıdır.

 
Yer silme dizlerin üzerinde yapılmamalı, uzun saplı bir temizlik aparatı kullanılmalıdır.

 
Elektrik süpürgesinin sapı, kolunuzun dirsekten 15 derece bükük olacak şekilde uzun olmalıdır.

 
Dizlerin üzerinde durmanızı gerektirecek bir iş yapılacaksa, dizlik kullanılmalı ya da dizin altına minder gibi yumuşak bir dayanak koyulmalıdır. Bu süre boyunca tek dizin üzerinde değişimli olarak durulmalıdır.

 
Alışveriş çantalarını iki kola eşit olarak bölüştürülmeli, çok ağır yükler için alışveriş arabası kullanılmalıdır.

 
Ev işleri sırasında mutlaka dinlenme molası verilmeli, her 50 dakikada bir 10 dakika dinlenilmelidir.

 
Geçmeyen ağrılarınız varsa uzmana başvurmakta gecikmeyin.

 
Yaşanan şikayetleriniz arasında; dinlenmekle geçmeyen bel-boyun sırt ağrısı, kollarda, bacaklarda kuvvet kaybı, uyuşma, dizlerde ağrı, şişme ve yanma hissi, elleri sık sık sallama ihtiyacı, kavanozları ve kapı kollarını açmada zorlanma, omuz ağrısı, hareketlerde kısıtlılık, kronik yorgunluk ve halsizlik varsa mutlaka fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanına başvurulmalıdır.
 




7570d8f0ad3e47ffb05732cc20ffe82b

Tene ve makyaja uygun ruj renkleri

Her ruj tonu her tene ve makyaja uygun olmayabilir. Ruj rengi seçimi konusunda mini rehberimiz çok işinize yarayacak.



Her ruj tonu her tene ve makyaja uygun olmayabilir. Ruj rengi seçimi konusunda mini rehberimiz çok işinize yarayacak.
Teninizin rengi nasıl olursa olsun, bahar ve yaz aylarında açık, kış aylarında biraz daha koyu tonlar tercih etmenizde fayda olduğunu unutmadan mini rehberimize göz atın.
 
Açık tenliler için uygun ruj renkleri
Meyvemsi rujlar açık tenliler için uygun seçimdir. Yani pembemsi tonlar, şeftali ve nar çiçeği, somon renkleri.
 
Koyu tenliler hangi ruj renklerini tercih etmeli?
Kırmızı, kahvrengi ve kesinlikle bordo ruj koyu tenli kişilerin seçmesi gereken renklerdir.
 

 
Çarpıcı bir makyaj için hangi ruj renkleri seçilmeli?
Parlak rujlar enerjik bir görünüm verir. Eğer doğum günü, düğün gibi bir davete katılacaksanız parlak renkleri tercih etmelisiniz. Mesela kırmızı renkte olanını…
 
Hafif ya da günlük makyaj için hangi ruj renkleri seçilmeli?
Dudaklarda belli belirsiz duran nude ruj ve mat rujlar hafif makyaj için uygun seçeneklerdir.
 



2ed923292d2f43eda087ead1a0450df4

3 Şubat 2020 Pazartesi

Yabancı ünlülerin Instagram fotoğrafları

Ünlüler, bu kez Instagram fotoğraflarıyla isimlerinden söz ettiriyor.

Bar Refaeli


Cara Delevingne


Gisele Bündchen


Vanessa Hudgens


Alessandra Ambrosio


Beyonce


Can Bonomo


Cansu Dere


Didem Soydan


Ebru Gündeş


Emma Watson


Esra Erol


Gupse Özay


Hande Yener


Jennifer Lopez


Jessica Alba


Kim Kardashian


Madonna


Megan Fox


Mehmet Turgut


Meryem Uzerli


Miranda Kerr


Paris Hilton


Rihanna


Sarp Apak


Yekta Kopan


Özge Özpirinçci


Işın Karaca


Şebnem Bozoklu


2086fc19b39a493caab279ca452d42d9